Erdal ÖZASLAN (20 Temmuz 2019)
Ben Kastamonu’luyum. Evet, doğru duydunuz. Kanyon sporuna başlayana kadar sadece 1 kez gittiğim memleketime artık yılda 3-4 kez gidiyorum. Bu kez rota; Küre ilçesine bağlı Ersizlerdere Köyü. Kanyon ismini, bu köyden almış; Ersizlerdere Kanyonu. Dernek üyeleri arasında daha önce Ersizlerdere’ ye giden olmadığından bizim için teknik rapor keşfi olacak, kanyonun teknik raporunu çıkarıp iniş sayısı konusunda var olan spekülasyonlara son vermek niyetimiz. Bir rivayete göre 5, bir rivayete göre 10 iniş var bu kanyonda.
Etkinlik için 4 kişi, kendi aracımız ile yola çıktık. (Bu arada belirtmekte fayda var; benim arabam şirket arabası değil. :)) Instagram etkinlik postuna yazılan “Ecevit çorbası içmeden gelmeyin” mesajı üzerine hemen minik bir araştırma yaptım; “Kanyona yakın en güzel çorbacı nerededir acep?” diye.. Emin Abinin Yerini haritadan bulduk, mekanı hemen kanyonun çıkışında. Telefon ile -adaşım- oğlu Erdal’a ulaştık çok pozitif bir ses, “Abi ne zaman geleceksiniz? İsterseniz bizim bahçede kamp atabilirsiniz, ben sizi kanyon girişine bırakırım” diye peş peşe cümleleri kalbimize akıtıyor du. İstanbul’dan yola 16:00’da çıktık, Tuzla’da Kadir ve Haydar bizim araca dahil oldular. 4 kafadar yola koyulduk. Google trafik 23:30’da Emin abinin mekanına varacağımızı müjdeliyordu. Erdal’ı tekrar aradım, 23:30 gibi sendeyiz dedim. Erdal bizim için mesciti açık bırakacak, biz de geceyi mescitte geçiriyor olacağız. Yolculuk, sohbet-şamata devam etti, sonunda mescite vardık. Cübbeli Haydar Hoca bizden önce girip imamın takkesini ve cübbesini giymiş, kıbleye dönmüş. İçeri girdiğimde karanlıkta cübbeli Haydar’ı görünce tüm tüylerim esas duruşa geçti. Tulumları halıların üzerine serip hemen uykuya daldık.
Sabah kahvaltısını enfes menemen ve demleme çay ile eda edip kanyon girişine doğru yola çıktık. Erdal sağolsun, bizi kanyon girişine bırakıp araba ile geri döndü; bu bize totalde 2 saat kazandırmış olacak. Hazırlıklarımızı tamamlayıp köprüden dereye indik ve dere üzerinden suyun temizliğine hayran hayran kanyona doğru yürümeye başladık. Yaklaşık 1 saat yürüyüş sonrası kanyona girdik. Kanyon doğa harikası, suyu tertemiz. Kanyon içinde – bir yoğurt kovası ve ekmek kesme tahtası hariç – tek çöp yok. Pırıl pırıl bir su, berrak ve içilebilir kaynaklarla dolu. Bütün inişlerin ölçümünü yaptık, 3 adet bolt çakıp kanyonu bitirdik. Kanyon teknik raporunda detaylı olarak; “Kaç iniş var, yükseklikleri nedir?” paylaşıyor olacağız. Bu yıl girdiğim Horma’yı taca attı bu kanyon. Horma’ daki en yüksek inişe yakın inişi olmasa da temizliği ve doğal güzelliği, Horma’nın kat ve kat üstünde. Sponsorlarımız için yapılan video ve fotoğraf çekimleri, istasyon ölçümleri ve bol eğlence ile kanyonu, 17:00 gibi tamamladık. Kanyon çıkışında çok tatlı bir aileye rastladık. Çocuklarının ismi; Uzay, bizim Kadir’in oğlu ile adaş. Aile ile biraz sohbet edip onların geldiği patikadan kanyon dışına çıktık. Çıkış patikası, son kazanın solundan Ersizlerdere Köprüsü’ne çıkıyor. Ersizlerdere Köprüsü’nden, Emin abinin Ecevit Çorbası yapan mekanına 400 metre var; kanyon arkamızda iken köprüyü geçip sola doğru yürüyüp ana yola çıktık.
Lokantaya vardığımızda Erdal bizi karşıladı. Üzerimizi değiştirip Ecevit çorbamızı kaşıklamaya başladık. Ecevit çorbasının, merhum politikacı Bülent Ecevit ile bir ilgisi yokmuş. Bu çorba ismini, Küre’de olan Ecevit köyünden almış. Son vedalar ve toplu bir fotoğraf çekilerek İstanbul’a dönüşe geçtik. Ayşen’e kanyon içinde de 10 kere söylediğim gibi iyi ki gelmişiz.